EN KAHRAMAN RIDVAN 4 - HONG KONG’DA

Bu kez bir plajda başlıyoruz. Daha ilk sayfadan başlıyor Rıdvan’ın sakarlıkları. İçinde kadın olan bir kabine boş diye dalıyor Rdıvan üstünü değiştirmek için. Dolu olduğunu fark edince iş işten geçiyor, çabucak uzaklaşıyor oradan. Plajda güneşlenenlerin olduğu bölüme gidiyor. Meğer cankurtaranlık yapacakmış bizim Rıdvan. 

Neyse efendim ilerlerken kuma gömülü bir adam görüyor daha doğrusu sadece kafasını görüyor ve öldürülüp kellesi kesilmiş sanıyor, onu oradan çıkarmaya çalışırken yine ortalığı birbirine katıyor ve Rıdvan’ı kovalamaya başlıyorlar. Peşindeki adamlardan kaçarken karanın sonuna geliyor, neyse ki orada boş bir tekne var. Hemen atlıyor tekneye, o korkuyla bayağı bi’ açılıyor. Yeteri kadar uzaklaştığını düşünüp tekneyi durdurmaya karar verdiğinde tekne durmuyor. Sonunda bir geminin yanında durmayı başarıyor. Başına geleceklerden habersiz şekilde “kaptanla konuşurum, sahile geri bırakırlar beni” umuduyla gemiye tırmanıyor. Gemi Çinli mürettebat ve turistlerden oluşuyor. Gemide eroin olduğundan, uyuşturucu kaçırıldığından, içeride gizli polis olduğundan haberi yok Rıdvan’ın. İçerideki adamdan haber alamayan komiser kendi de gemiye girmeye karar veriyor, komiser, içerideki polis ve Rıdvan olaylı bir şekilde karşılaşıp tanışıyorlar ve en sonunda komiser her şeyi açıklayınca birlikte hareket etmeye ikna ediyorlar Rıdvan’ı. Onlar gemide saklı eroini ararken gemi hareket ediyor ve Hong Kong’a doğru yola koyuluyor. Asıl macera bundan sonra başlıyor. 

Buradan sonrası fazlasıyla spoiler olacağı için yazmıyorum daha fazla. İlk 4 cilt içinde kesinlikle en zayıfıydı bence hikaye olarak. Yine de okurken keyifli vakit geçirdim.

7/10

Ahmet

Tam da hiç kimseye benzemediğin için, hep karşılaşmak isterim seninle... Nerede olursa olsun...

0 yorum: